10 Aralık 2010 Cuma

sisler dağılırken


güneşin doğduğu yer nasıl bilinemiyorsa, güneşin battığı yer nasıl bilinemiyorsa,buna karşılık bu güneşin dağların ardından çıkışı ile dağların ardına düşüşü arasındaki yolu az çok biliniyorsa, hele tepenizde durduğunda bu güneş nasıl dünyada bilinen birkaç, iyi bilinen birkaç şeyden biriyse, yaşamanın başlangıç noktası ile bitim noktası sisli bir takım yeşilliklerin buğulu unutulmuşluğu içinde eriyor ama ortasına yaklaştıkça, o yaşamın en parlak anı, öğle vakti, doruk noktası olan tepeye yaklaştıkça anılar aydınlanıyor, tepenin doruğunda hiç erimeyecek bir buz parçasının keskin aydınlığı içinde o yaşam, deniz kollarının birleştiği noktada, bütün öbür anılara meydan okuyan bir ölümsüzlüğe kavuşuyor.