22 Şubat 2011 Salı

invisible- görünmez

Gorunmez sahiplikler var hayatta, bilmeden istemeden kabullendigin. Çabalarsin sahip olursun, çabalarken sana sahip olur. Gorunmez sahiplikler dunyası; esaretin nasırlı elleri bileklerinde nöbet tutarken, nabız hızın sıradan bir memur temposunda. Peki gorunmez sahipliklerin nerede?


i wish i was insivible
and feign to be the wind..
and slam the doors
whenever you stay home alone
and blow away
i can't believe
but i'm trying
a birthday cake
without candles
but i'm the wind
that breaks off the cross

A toys orchestra
Invisible- technicolor dreams

16 Şubat 2011 Çarşamba

açtım ellerimi

Gökyüzüne açtım ellerimi, maviliği gözlerime yansıdıktan sonra, deniz tadında düşler kurdum yolculuklara. Hayat da bakir bir yolculuk, zorla işgal zorla iğfal ediyoruz yollarını, çiğniyoruz habersiz bedenini!

14 Şubat 2011 Pazartesi

Tek başına



Atarsın oltanı hayata, denk gelir ya da gelmez, çıkanla yetinirsin ya da yetinmezsin; tek başınasın

13 Şubat 2011 Pazar

dünyanın uzak ucu; aşk

Dünyanın uzak ucunda sevgili gibidir aşk; ağırlığın seni aşağı iterken varlığın yukarı çeker. Binlerce yılın değişmeyen yazgısı aşk hücre çeperi gibi etrafımızda, kendisi yoksa kokusu genzimizi yakıyor. Nice efsaneler, nice ömürler tükendi ardında, kendisi yeniden türedi isimsiz vücutlarda, soluksuz fikirlerde. O fikirlere hayat veren şey genlerden fışkırdı belki binlerce yıldır ama yön veren başka bir kök vardı içerilerde. Öz bir su olmalı, ölümsüzlük suyuna karışmış, katı kalplerde dingin damarlar açmış ve yağmursuz topraklarda bereket olmuş! İnsanın insan olmayı unuttuğu zamanlarda akla gelmiş, ticaret yollarının tozlu topraklarında fakir çıkınlara ekmek olmuş, derebeylerinin zulmüne isyan etmiş bir çift göze yansımış kendisi. Şimdilerde çarşamba pazarında tezgahlara düştüyse, yapay çiftlerde benzerlerini türettiyse de aşktır kendisi ve aşktır bir kez daha kendisini bilene, içten bakana, bakışlarını bükemeyen çeliğe, dünyanın uzak ucundakine!

Olmasa da benim için, sevgisini yaşayanlara gelsin bu şarkı


4 Şubat 2011 Cuma

Tükenirken



Bir şeyler vardı önceleri üzerine konuşulabilecek, üzerinden geçilebilecek ve karşılaştırılabilecek. Artık hız var, hafıza yerine geçici yorumlar ve dayatmalar var tercih etme şansı sunmayan.
Hep bir şeymiş gibi davrandık hiç'ten geldiğimizi unutarak. Oysa kısa bir yolculuk kendimize gelmeye yetebilirdi, bizse bize ait olmayan her şeyin peşindeydik hiçlikler diyarında. Şimdi bizim olmayanları yargılıyoruz bizim olacaklarına dair inançla. Sen her şeyi düşlediğinde, geride bıraktıkların masum yolculukların içinde kaybolmuşlardı çoktan, onları zorladın adressiz yolculuklar için çünkü hiçten geldiğini kabul etmek istemedin, bu düşünceler seni zorladı her şey'e, başka şey'lere sahip olmaya. Her sahiplik başka bir anını, her yeni yargılama başka bir seni sildi, seni benzeşmeye yığınlaşmaya teşvik etti. Benzedin, ikizledin binlerce oldun, her şeyin var ama hiçsin, tükendin..